|
HERŞEY
İYİ BİR GELECEK İÇİN (10.10.2005)
|
Gününüzün büyük bir kısmını çalışarak geçiriyorsunuz. İşe ayırdığınız zaman eve ve özel hayatınıza ayırdığınız zamandan daha
fazla. Eğer sevdiğiniz ve keyif aldığınız, sizi maddi
ve manevi tatmin eden bir işte çalışıyorsanız,
Siz çok şanslı azınlıktansınız .
Üniversiteden yeni mezun oldunuz. Hayalleriniz var. Büyük hayaller.
Çok kısa sürede çok yükseklere erişme hayalleri. İş başvuruları
yapıyorsunuz. İşe başlıyorsunuz. Eğer çalıştığınız işyeri size veya
çalışan tüm personele ve emeğe değer veriyorsa, Maddi açıdan da tatmin
ediyorsa sizde o şanslı azınlıktansınız.
Burada azınlık kelimesini kullanıyorum. Piyasa öyle bir şey ki; dışardan göründüğü gibi masum değil; evet bunun içine girmeyen bilemez denildiğini çok duymuşuzdur. Hayat sizleri birçok insanla karşılaştıracak. Öyle kişilerle karşılaşıyorsunuz ki; kendi çıkarı doğrultusunda hareket eden, kendi eğitim seviyesine bakmaksızın tecrübesinin arkasına sığınarak çalışanını küçük gören, toplumda bile rencide etmeyi kendine görev edinmiş kişiler.
Böyle zihniyetteki kişilerle çalışanlara da şanssız azınlık demek isterdim.
Ne
yazık ki ; durum böyle değil. Hayat süresince nice amatör yöneticilerle
karşılaşacağız. Yine de umuyorum ki durum inşallah benim düşündüğüm gibi
değildir, Bu konuda yanılmak çok isterim. İşinden maddi veya manevi tatmin duymayanlar günümüzde çoğunlukta.
Peki ama neden işlerimizden memnun değiliz?
Çalıştığımız şirket, yöneticimiz, iş yapma biçimleri, iş
arkadaşlarımız, müşterilerimiz...kötü olan onlar mı?
Peki ya biz ? Ne arıyoruz ve neyi bulamıyoruz ?
Kendimize bu soruları ne kadar sık soruyoruz?
Ve ne kadar samimi, tarafsız, mazeretsiz cevaplar verebiliyoruz?
Ne için çalışıyorsunuz?
Günümüzde çalışma dünyasındaki "itici gücün" ne olduğu giderek daha
çok sorgulamaktadır.
İşinizden ne beklediğinizi tam olarak biliyor musunuz ?
Çalıştığınız iş yeri insana, emeğe ne kadar değer veriyor ?
Halen çalıştığınız işin size neler verebileceğini biliyor musunuz?
Ne istediğinizi bilmiyor olabilirsiniz, Veya çalıştığınız işyeri
istediklerinizi size veremiyor olabilir. Her iki durumda da
mutlu olmanız mümkün değildir.
Sadece hedef belirlemek de yetmez. Yeteneklerinizi ve
becerilerinizi de sorgulamanız lazım. Devamlı kendinizi
geliştirmeniz lazım.
"Ben ne yapabilirim?"
Yeter mi?
Hayır.
Kişilik özelliklerinizi, eğitiminizi, ilgi alanlarınızı, sizi mutlu
ve mutsuz kılan unsurları da düşünmeniz lazım. Beklentilerinizi
netleştirmeniz lazım.
Ve bütün bunları kağıda dökmeniz lazım. Çünkü ancak düşüncelerinizi
yazılı hale getirirseniz hayal olmanın ötesine geçer, gerçeklik
kazanırlar.
Başarı hayalle gerçeğin ideal birleşimidir.
İş dünyasında ilerleyebilmek için "kişisel vizyon", "bireysel
hedefler", "kişisel gelişim planı" kavramları giderek önem
kazanmaktadır.
Artık sadece okulda öğretilenler yeterli değildir.
Kariyer merdiveninin basamaklarında ilerlemek için 4
temel koşul:
-
Bireysel hedefler ve ilgi alanları netleştirmek,
-
Çevre ve üst yönetim ile başarılı iletişim kurmak,
-
Gelişmeleri takip etmek ve sürekli öğrenmek,
-
Sürekli güncellenen aksiyon planları geliştirmek ve uygulamaya
geçirmek.
Bu 4 temel koşulu
çalıştığınız iş yerinde bulamıyorsanız. yapacağınız kendinizi maddi
ve manevi tatminsizliğe itmeden bu emellerinize kavuşacağınız yeni
fırsatlar yaratmak.
|
|
ESKİ DOSTLUKLAR (10.04.2004)
|
Bu yazım biraz özel olacak ama daha bir sene öncesine kadar birçok şeyi
paylaştığımız arkadaşlarımıza sitem mahiyetinde birşeyler yazmaya çalışacağım.
Umuyorum ki en azından bu yazıyı okuyanlar ilgilenecektir.
Sevgili Arkadaşlar ,
Tam bir buçuk yıl önce okulumuzdan mezun olduk. Bu uzun süre içerisinde
birbirimizle olan bağımız koptu. Artık birbirimizi göremez ve haber alamaz
olduk. Mezuniyetten sonra herkes birbiriyle iletişimi kesmeyelim diye sözleşti
ve de yeminler verdi. Ama iletişimimizi zamana bırakarak kestik. Bu süre
zarfında;
Erkek arkadaşlarımızdan bir kısmı askerliğini yaptı veya halen yapmakta,
Kimi arkadaşlarımız evlendi,
Kimi arkadaşlarımız işe girdi.
Ve onlarla artık görüşemez olduk. Artık bu durumu tersine çevirmemizin vakti
gelmedi mi ?.
Bizleri tekrardan bir araya getirecek olan yahoo üzerine bir grup kurduk.
Hatta bir web sayfası hazırlığı içerisine girdik. Eskisi gibi biraraya
gelemezsek te bir buluşma noktamız olacaktı ve bu sayede de irtibatı koparmamış
olacaktık.
2 yılı aşkın bir süreden beri internet üzerinde grup ve web sayfası AKTİF
durumda. Sağ olsun birkaç arkadaşımız dışında ilgi gösteren pek olmuyor. Bundan
sonra herkesten ilgi umuyorum. Bunun için sizlerin yardımı bekliyorum....
Elimizde yeterli dokuman olması durumunda; sizlere her zaman faydalı
olabilecek bir site haline getirmeyi düşünüyorum. Tabi ki bunun içinde
sizlerin yardımlarını bekliyorum. Sevgilerimle .......
|
YAŞAMLA
İLGİLİ
(20.03.2004) |
Üniversiteyi kazanacağız dedik, KAZANDIK .......
Kazandık ama 4 sene ne zaman bitecek dedik o da BİTTİ
...
Hayata atılmak için askerlik bitsin dediler, 16 ay
geçer mi dedik,
Askerliğin 4 ay düşmesiyle onu da
erken BİTİRDİK ...
Hayat için en önemli şeyler İŞ - AŞ - EŞ ......
Sıra bunlara geliyor.
Tabi askerden geleli yaklaşık 4 ay oldu. Bu süre
zarfında gerek internet üzerinden başvuru gerekse
fabrikalarla birebir görüşmeler yaparak iş istedik.
Nerde o eski askerliğini yap gel iş kolay diyenler;
gerçi haklılar. halk arasında "ekmek aslanın ağzında"
dendiğinde kolay! ben rahat iş bulurum düşüncesi
vardır. Ama aslanla karşılaşıldığında onun o kadarda
kolay olmadı görülmekte.
Bana göre iş bulmak kolay ama önemli olan istediğimiz
gibi iş bulmak. Huzur içerinde çalışabileceğimiz,
gerek maddi ve gerekse manevi olarak bizleri tatmin
edebilecek bir işten söz ediyorum. Tabi böyle bir iş
içinde etiketinizin iyi olması şart. Kariyer
sitelerindeki iş pozisyonlarında sıradan iş yerleri
bile 2. yabancı dil, hatta 3. dilde olsa fena olmaz
gibi ilanlar okumuşsunuzdur. Var ya bunlara gülüp
geçiyorum :))) Yahu kardeşim bende o diller olsa
senin yanında ne işim var.
Diğer taraftan ilanlarda deniyor ki en az 5-10 yıllık
tecrübe. İyi güzelde her yıl binlerce yeni mezun var.
Soruyorum bunlar nerede tecrübe kazanacak. Sen
almıyorsun o almıyor, peki bunları işe kim alacak ve
nerede tecrübe kazanacaklar.
Aslında şirketlerin insan kaynakları departmanlarına
hak veriyorum. bende öyle
bir yerde çalışsam ve bende
iş ilanı hazırlamamı isteseler neler yazarım neler
.... Şuda var ki ülkemizde gerçekten çok başarılı
kişiler var inkar edemeyiz. Esas yeni mezunların
önlerini tıkayanlar işi olduğu halde işini beğenmeyip
iş değiştirmek isteyenler değil mi ? Şimdi kızıyoruz
ama belki de ilerde bizlerde aynı şeyleri yaparız.
Dolayısıyla da o zamanda bizlere kızacaklar. Bu döngü
sürüp gidecek gibi.
Birde şu var ki, benim en gıcık kaptığım kelime
TORPİL. Zaten ilerde başbakan olursam Bu ve birkaç
kelimeyi kişilerin sözlüklerinden çıkartacağım :))))))
Gerçekten bileğinin hakkıyla işe girenlere hiç kimse
bir şey söyleyemez. Elinde okulu zar zor bitirerek
diploma alan kişilerin amcası, dayısı, halası, dedesi
vs... gibi tanıdıkları vardır, bakarsınız havadan
hoooop gelir senin önüne geçer, işi kapar ve sende
arkana bakmadan başka bir işyerinin yolunu tutarsın.
Şayet benim çevrem yok kendi becerilerimle bir şeyler
yapmaya çalışıyorum.
Şunu biliyorum ki; ileriki
yaşamımda iyi bir yerlere gelme fırsatım olursa
yeteneği olan ve benim gibi düşünenlerin daha fazla
şansı olacaktır.
Sizlere azda olsa içimi döktüm. İş konusunda ben
korkmuyorum, Gerçi zaman çabuk geçiyor ama nasibimiz
bir yere yazılı.
En önemlisi Allah bizler için hayırlısını nasip
eylesin ........ |
Ve tarih ........ 04.07.2002 |
Üniversite bitti.
Bu tarihi çoğumuz unutmayacağız. Kimimize göre kurtuluş günü, kimimize
göre artık hayat boşluğuna atıldığımız gün, kimimize göre 4 yıl boyunca çok
şeyi paylaştığımız arkadaşlardan dostlardan ayrıldığımız gün….
Tören esnasında sevinçliydik, hep bir
aradaydık. Keplerin havaya atıldığı o anda, işte son dakikalar diyerek içime
bir özlem doğmaya başlamıştı bile,
ve çok değil yarım saat sonra ortada kimse
kalmadı. Aradım, aradım ama nafile…Artık hepimiz kendi derdimize düşmüş,
gerçek yaşam yüzünü göstermeye başlamıştı…Elbette çoğu şeyin farkına sizde
vardınız. Kim varmaz ki; 4 yıl boyunca beraber ol, çok şey paylaş ve sonra
ayrıl… Gerçi buda doğanın bir kuralı değil mi?
Bu zamana kadar birimiz hepimiz içindik. Ama
bu zamandan sonra….. İnşallah yanılıyorumdur. Eski birlikteliği sağlayabilir
miyiz?. bilemiyorum. Belki yarın yakın dostlarımızla özel günlerde görüşeceğiz
ama bunlar parmakla sayılacak kadar mı olacak ?
Ve mühendis olduk, Artık teknolojinin getirilerinden faydalanması bilmeliyiz.
Sanal ortamda oluşturduğumuz gruplar sayesinde sizlerle ayrı olduğumuzu
unutturacak, düşüncelerimizle hep bir arada olacağımız daha mutlu günler
yaşamamız dileğiyle…
|
Geleneksel SAÜ
Mühendislik Fakültesi
Dekanlık Turnuvası
(Nisan
2001) |
İki öncesinde
fakültemizde
birşeylerin eksik
olduğunu fark
etmiştik.
Fakültemizi
canlandırmak
için; o günün
öğrencileri
bugünün Metalürji
ve Malzeme
Mühendisleri
olarak kampüse
bir renk katmak
amacıyla yine
bölüm arkadaşım
Fatih Mehmet
Öz’le birlikte
yaklaşık 400
oyuncu ve fakülte
genelinde 4000,
kampus genelinde
yaklaşık 7000
öğrenciye hitap
eden bir turnuva
düzenleyerek yola
çıktık. Bu
dönemde ülkemizin
ekonomik krizde
olması bizleri
yıldırmadı, ve 20
civarında
sponsorla
turnuvayı
düzenledik.
Başarımız
beklenenin
üzerindeydi.
Daha sonraları Mühendislik
Fakültesi Sağlık Spor Kültür sorumluları olarak turnuvanın ikincisini
düzenledik. Bizle bu görevi başarıyla yürüttük. Bundan sonraki görevi teslim
edeceğimiz arkadaşlarımıza şimdiden başarılar diliyorum. Bundan sonraki
senelerde bu görevi yürütecek arkadaşlarımıza fiilen yardımcı olmazsak ta
gönlümüzle, fikirlerimizle hep yanlarında olacağımızı belirtmek isterim
Görevimiz itibariyle üniversite içinde birçok kişiyle tanıştık, dostluklar
yaşadık. Başta Fakülte sekreterimiz Nafi Filiz ’e, Dekan yardımcılarımıza,
üniversite spor müdürü Recep Ece ‘ye, yazı işlerinden Yücel Abi ‘ye, Emin Abi
‘ye, İnşaat bölüm sekreteri Ömer Abi ‘ye, Halı saha görevlileri Nurettin ve
Ali Abi’ye ve tüm tanıdıklarımıza teşekkür ediyorum .
|
|
|
Ana Sayfaya Dön |
|
|