|
Sedat ERGİN
yazıyor........ HÜRRİYET
İsviçre’deki Kıbrıs maratonu
sonunda Türkiye masadan ‘çözüm isteyen’ taraf olarak kalktı.
24 Nisan’daki referandumda son kararı Kıbrıs Türk ve Rum
halkları verecek. BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın ‘Ya
çözümsüzlük ya bu çözüm’ sözleriyle sunduğu Annan Planı,
Kıbrıs’a yeni bir düzen getiriyor. |
|
2 resmi dil 4 bayrak 3 milli
marş |
|
KIBRIS Cumhuriyeti’nin iki
resmi dili olacak: Rumca ve Türkçe. İngilizce’nin resmi
amaçlarla kullanımı yasa ile düzenlenecek.
Federal
hükümetin yasama, yürütme, idari ve yasal işlemleri ve
belgeleri her iki resmi dilde düzenlenecek, Resmi Gazete her
iki dilde yayımlanacak. Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti’nin resmi
dilleri, tüm ortaöğrenim öğrencilerine zorunlu olarak
okutulacak; Kıbrıslı Rumlar Türkçe’yi, Türkler de Rumca’yı
zorunlu olarak öğrenecekler.
Kıbrıs’ın tam 4 ayrı
resmi bayrağı olacak.
A) Birleşik Kıbrıs
Cumhuriyeti’nin bayrağı, B) AB’nin mavi renkli
bayrağı, C) Türk Oluşturucu Devleti’nin bayrağı,
D) Rum Oluşturucu Devleti’nin bayrağı.
Federal
Devlet’in bir milli marşı olacak. Buna ek olarak her iki
oluşturucu devletin de ayrı milli marşları
olacak. |
|
İki devletin siyasal eşitliği kabul
ediliyor |
|
ANNAN Planı, iki taraf
arasındaki ilişkinin bir ÇOĞUNLUK ve AZINLIK
ilişkisi değil SİYASİ EŞİTLİĞE dayalı bir ilişki
olduğunu belirtiyor, iki oluşturucu devletin eşitliğini
tanıyor. Nitekim, federal organların büyük bir bölümünde
Türkler ile Rumlar arasında sayısal eşitlik gözetiliyor.
Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti, federal hükümeti ile biri
‘Kıbrıs Rum Devleti’ diğeri ise ‘Kıbrıs Türk
Devleti’ olan iki EŞİT oluşturucu devletten oluşan,
feshedilemez bir ortaklık yapısı bulunan bağımsız bir devlet
kimliği taşıyacak.
Kıbrıs’ın tek bir uluslararası
kimliği ve egemenliği olacak. Federasyon, hukukun üstünlüğü,
demokrasi, temsili cumhuriyet hükümeti, siyasi eşitlik, iki
bölgelilik ve oluşturucu devletlerin EŞİT STATÜSÜ temel
ilkeleri çerçevesinde yapılandırılacak.
Oluşturucu
devletler eşit statüde olacak ve Anayasa’nın koyduğu sınırlar
çerçevesinde ve Anayasa’nın federal hükümetine verdiği tüm
yetkilerden arta kalan yetkileri EGEMENCE
kullanacaklar. Oluşturucu devletlerin kendi parlamentoları
ve devletleri de olacak. Oluşturucu devletler, Belçika modeli
çerçevesinde üçüncü ülkelerle ticari ve kültürel ilişki kurma
hakkına SAHİP OLACAKLAR.
Plan, Doğu Akdeniz’de
Kıbrıs’ın Yunanistan ve Türkiye arasındaki dengeye saygı
gösterme taahhüdünü de
içeriyor. |
|
Kıbrıslı Türkler Türkiye’den önce
AB’de |
|
PLAN 24 Nisan tarihinde
düzenlenecek olan referandumda kabul edilirse, Oluşturucu Türk
Devleti de federasyonun bir parçası olarak 1 Mayıs tarihinde
resmen AB’nin tam üyesi olacak, Kıbrıslı Türkler de bu
çerçevede AB vatandaşı sıfatı kazanacaklar. Böylelikle, Avrupa
tarihinde ilk kez bir Müslüman-Türk topluluk, 1 Mayıs tarihi
itibarıyla birliğin eşit üyesi olacak.
TÜRKÇE,
AB’NİN 21. RESMİ DİLİ
Bunun sonucu olarak Türkçe,
AB’nin 21. resmi dili haline gelecek. AB’deki her önemli
belge, aynı zamanda Türkçe’ye de çevrilecek, AB Komisyonu’nda
Kıbrıslı Türk bürokratlar ve Türkçe çevirmenler istihdam
edilecek. |
|
Federal
organlar |
|
TÜRKLERE ÜÇTE BİR KONTENJAN
Federal hükümet organlarında görev alacak
memurların atama ve terfi işlemleri bir KAMU HİZMETİ
KOMİSYONU tarafından yürütülecek. Bu komisyonda Türk ve
Rumlar arasında sayısal eşitlik gözetilecek. Böylelikle
federal bürokrasinin atama ve işlemlerinde Türk tarafına eşit
söz hakkı tanınıyor. Federal kurumlara kamu görevlilerinin
yerleştirilmesinde ise Türk oluşturucu devlet vatandaşlarına
toplamın ÜÇTE BİR’i oranında bir kontenjan tanınıyor.
BÜROKRASİDE ÇAPRAZ DENETİM
Kıbrıs
Merkez Bankası, biri başkan olmak üzere üç kişilik bir kurul
tarafından yönetiliyor. Kurul, her oluşturucu devletten en az
bir üyeden oluşuyor, üçüncü üye yabancı olabiliyor.
İki
taraf arasında kurulan denge mekanizmaları, Başsavcı ve
Sayıştay Başkanı’nın seçiminde kendisini gösteriyor. Başsavcı
ve Sayıştay Başkanı, aynı oluşturucu devletten atanamıyor.
Sayıştay Başkanı Türk olursa, Başsavcılık Rum tarafına
gidiyor. Aynı çapraz denetim ilkesi, Başsavcı ve Sayıştay
Başkanı yardımcılıklarında da geçerli. Yardımcının, muhakkak
diğer oluşturucu devletin vatandaşı olması gerekiyor. Benzer
bir model Federal Polis ile Federal Soruşturma Örgütü’nün
yönetimlerinde de uygulanıyor. Birinin başkanı Türk ise
diğerinin başkanı otomatik olarak Rumlara
geçiyor.
Yüksek Mahkeme de dahil olmak üzere federal
bürokratik organların tümünde Türk ve Rum üyelerin sayısı eşit
tutuluyor. Ancak her kurula yabancı üyeler atanıyor. Bu
haliyle Türk ve Rumlar’ın uzlaşamamaları durumunda, son sözü
her seferinde yabancı üyeler söyleyecek.
BÜYÜKELÇİLİKLERDE PAYLAŞIM
Diplomatik misyonların oluşumunda kısmi bir
paylaşım modeli işleniyor. Büyükelçiliklerin büyük bir
bölümünün yönetimi Rumlarda kalıyor. Ancak, aralarında
Washington, Moskova, BM, AB gibi 10 kadar önemli diplomatik
misyon, iki taraf arasında eşit dağıtılıyor. Bu uygulamada da
her birinde büyükelçiliğin iki numaralı diplomatı diğer
oluşturucu devletten geliyor.
4 AYRI GÜVENLİK ÖRGÜTÜ
Güvenliği sağlamak üzere
A) Federal
Polis Örgütü, B) Ortak Soruşturma Örgütü, C)
Türk Oluşturucu Devlet Polisi, D) Rum
Oluşturucu Devlet
Polisi
olmak üzere 4 ayrı güvenlik birimi
kuruluyor. |
|
Senatoda
eşitlik |
|
YASAMA yetkisi, ‘Senato’
ve ‘Temsilciler Meclisi’ olmak üzere iki meclisten
oluşan federal parlamento tarafından kullanılacak. Her
meclisin 48 üyesi bulunacak. Alt Meclis’te Türkler 12, Rumlar
36 sandalye alacak. Ancak bu üstünlük Senato kanadında
getirilen 24/24 sayısal eşitlikle dengeleniyor.
DÖNÜŞÜMLÜ CUMHURBAŞKANI
Kıbrıs Federal
Cumhuriyeti’nde yürütme erkini Devlet Başkanlığı makamına
sahip olan Başkanlık Konseyi kullanacak. Başkanlık Konseyi’nin
6 Rum, 3 Türk üyesi olacak. Konsey üyeleri, tek liste içinden
Senato’da ÖZEL ÇOĞUNLUKLA seçilecek. Cumhurbaşkanlığı
makamı, Türk ve Rum üyeler arasında dönüşümlü bir şekilde
işleyecek. Cumhurbaşkanı 40 ay bir Rum, 20 ay ise bir Türk
olacak. |
|
2007’ye kadar 30 bin asker
çekilecek |
|
TÜRKİYE KKTC’de bulundurduğu
36-37 bin dolayında ve kolordu büyüklüğündeki askeri gücünü
2007 yılına kadar 6 bine indirecek.
Türk askerinin
sayısı 2007-2011 yılları arasında 6 bin düzeyinde kalacak.
Asker sayısı 2011-2018 döneminde 3 binle sınırlı olacak.
Sonrasında ya da Türkiye AB’ye girdikten hemen sonra asker
sayısı 650’ye inecek. Yunanistan ise güneyde 950 asker
bulundurabilecek. Anlaşmanın uygulanmasını izlemek için bir BM
Barış Gücü oluşturulacak. Operasyonel yetki BM gücünde olacak.
Bu arada 20 bin dolayındaki Rum Ulusal Muhafız Gücü olduğu
gibi lağvedilecek.
Kıbrıs’a her türlü silah satışı
yasaklanacak. Yalnızca av amaçlı tüfekler serbest
olacak. |
|
Kuzeye gelecek Rumlara, 19 yıllık
sınırlama |
|
KUZEYE yerleşecek olan
Rumlar için 19 yıl sürecek barajlı bir takvim işleyecek. Buna
göre ilk 5 yıl içinde Rumlar kesin geri dönüş yapamayacak.
Ardından aşamalar halinde geçişler başlayacak. 19 yıl sonuna
kadar (ya da Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğine kadar) Rumların
oranı kuzeydeki nüfusun yüzde 18’ini geçmeyecek.
Bu
eşiğin ardından Rumların oranı yüzde 33’e kadar çıkabilecek,
ancak bu tavanı aşamayacak. Buna karşılık, Karpaz bölgesinde
özel statüdeki Rum köylerinin sakinleri ve 1974’te güneye göç
etmek zorunda kalan ve bugün 65 yaşına varmış olan Rumlar bu
sınırlamaların dışında
tutulacaklar. |
|
50 bin kadar Türk evinden
ayrılacak |
|
ANNAN
Planı’nın Türk tarafı
açısından ilk aşamadaki en sancılı bölümü toprak
düzenlemeleri. KKTC’nin kontrolünde olan ve adanın yüzde
36.4’üne tekabül eden alan, verilecek toprak ödünleri sonucu
yüzde 28.6’ya düşecek. Kuzeydeki en verimli topraklara sahip
olan Güzelyurt İlçesi de dahil olmak üzere toplam 65 yerleşim
birimi Rum bölgesine geçecek.
Türk tarafının
hesaplamasına göre bu durumda en az 55 bin kişi evinden
olacak. BM, bu sayıyı 46 bin olarak veriyor. Evinden olan
kişilere üç yıllık bir dönem içinde toplu konutlar yapılacak.
Ancak evlerini terk eden Kıbrıslı Türklerin yeni
konutlarına yerleştirilmelerinden sonradır ki, bu topraklar
Rumlara bırakılacak. Toprak ödünleri üç yıl içinde aşamalı bir
şekilde tamamlanacak. Ödünlerin en kapsamlı bölümü üçüncü
yılın sonunda bırakılacak.
ABD VE AB’DEN FİNANSMAN
Evinden olan Kıbrıslı Türklerin
yerleştirilecekleri toplu konutların finansmanının
karşılanması için bu ay ABD, AB ülkeleri ve uluslararası
finans kuruluşlarının katılacağı bir bağışçılar konferansı
düzenlenecek. Havuzda toplanacak olan para, süratle toplu
konutların yapımına harcanacak.
Türk bölgesi içinde
yeniden yerleştirilecek olan kişiler için inşa edilecek toplu
konutlarda kişi sayısına orantılı makul bir yaşam alanı
sağlanacak.
Yaşam alanı, iki kişilik aileler için 70
metrekare, üç kişilik aileler için 100 metrekare, dört veya
beş kişilik aileler için 120 metrekare ve daha kalabalık
aileler için 140 metrekareden az
olmayacak. (aa) |
|
|
© Copyright 2004 Hürriyet |
|
Cemil ŞENOCAK
WEB Adresim :
www.cemilsenocak.com
E-Posta :
cemilsenocak@hotmail.com
24.04.2004
/ Cumartesi / 22:20 |
|
|